HAYALLERİN İZİNDE BİR YELKEN YOLCULUĞU
Ankara’da ailemle birlikte sürdürdüğüm yoğun tempolu, dinamik ve bol stresli işimizde bir gün stres kotamı doldurduğumu anlayıp tek başıma Fethiye’ye kaçmıştım, bundan 16 yıl evvel. Ece Saray Marina’nın arkasında bir otelde konaklıyor ve nasıl bir kaçmaksa her gün bilgisayarım elimde Ankara’ya bağlanıp yine çalışıyordum. Tek farkla; ofisim bu sefer marinanın içinde denize neredeyse sıfır “Mod Cafe” idi. Sonra aklıma babam vesilesiyle haberdar olduğum yelkenli tekne eğitmenleri geldi. Candan ve Benhür Tokyürek kaptanlar. Çünkü saçmalamaya başladığımı anlamıştım. Mekanı değiştir, güzelleştir fakat kafayı hala aynı yerde bırak. Bu böyle olmayacak deyip kaptanları aradım, daha önce sadece mail gruplarına kayıtlı ve seyirlerini düzenli yazıları üzerinden takip ettiğim kaptanlardı. İlk defa tanışacaktık. Aradım ve aynı gün ofisimde yani Mod Cafe’de buluştuk:) Sonra 3 günlük bir seyre çıktım onlarla ve tüm stresimi denize attım, rüzgara bıraktım gitti. Çok mutlu, hafif ve huzurlu ayrılmıştım Fethiye’den ve biliyorum ki hepsi yelken sayesindeydi. Sonrasında Ankara’da teorik eğitimlerine katılıp amatör denizci belgemi aldım. En yakın arkadaşım Berrak’ı da dahil ederek hem Candan Ve Benhür kaptanlarla Fethiye ve Göcek’te, hem de onların yönlendirmesiyle Bodrum’da çeşitli amatör ekiplerle yarışlara katılarak 4-5 yıl yelkeni hayatımın bir parçası haline getirmiştim. Öyle ki neredeyse her 3 haftada bir Bodrum’a gidiyor ve bunalıp sıkılmadan verimli bir şekilde Ankara’daki işlerimi de yürütüyordum.
Sonra hayatıma Emrah girdi ve odak noktam değişti. Mümkün olduğunca tüm vaktimi onunla geçiriyor ve artık neredeyse işe bile vakit ayırmak istemiyordum:) Birlikte yapılan onca aktivite, seyahat, vakit içerisinde yelken rafa kaldırıldı. Onu da bu kadar keyif aldığım bir sporla tanıştırmak isteyebilirdim elbet ama nedense rafa kaldırmayı tercih etmişim o zaman, kim bilir neden.. Neyse, birlikteliğimiz 4 yıla yaklaşırken birlikte Kanada’ya taşınmaya ve yeni bir meslek öğrenmek ve hayatımızda 3 yıllık bir mola vermeye karar vermiştik. Bu sırada kaptanlarımla kontağım devam ediyor ve azıcıkta olsa hayatlarımızdaki gelişmeleri biliyorduk. Derken bir gün Candan kaptan arayıp “Ne yapacaksınız soğuk ve uzak Kanada’da, biz Karadağ’a bir şube açmak istiyoruz, gelin siz yönetin orayı” deyince tüm işler değişti.
İşte böyle başladı sayılır “The Sailing Experience”. Kaptanların planları da rafa kalktı, Kanada’ya da Karadağ’a da gidilemedi ama yelken hayatımız oldu. Bir teknemiz oldu, benim ilk eğitimimi aldığım “Şahbaz” Bavaria 44, bizim ve hayatımızı kazanmak üzere kurduğumuz “The Sailing Experience” ‘ın oldu. Fethiye’ye taşınıldı tabii ve bu hayatımızın en doğru kararlarından biri oldu; bilerek ve isteyerek vermesek de. Hatta karantina günlerinde yazdığım “hikayemizi” okurken şimdi daha da eminim olduğum bir karar.
Kasım 2018’de Fethiye’de başladı hikayemiz. Umuyoruz ki hayallerimizin ötesinde; rüzgarın, yelkenin, denizin ve güneşin peşinde uzun yıllar sürsün. Yeni insanlara, coğrafyalara, hikayelere sürüklesin bizi!
"Umuyoruz ki hayallerimizin ötesinde; rüzgarın, yelkenin, denizin ve güneşin peşinde uzun yıllar sürsün. Yeni insanlara, coğrafyalara, hikayelere sürüklesin bizi!"
YASEMİN GÜNDÜZ KİMDİR?
1984 Ankara doğumlu. Ortaokul ve liseyi TED Ankara Koleji’nde okumuş Bilkent Üniversitesi İktisat bölümünden mezun olmuştur. 2005 yılında, üniversiteden mezun olunca, Fransa’ya Enstitü Paul Bocuse’e aşçılık eğitimi almaya gitmiştir. Hayatı boyunca birçok hobiyle ilgilenmiş hareketli bir hayatı olmuştur. 35 yaşından sonra, 10 yıldır hobi olarak ilgilendiği yelkeni iş olarak yapmaya karar vermiş ve Fethiye’ye taşınmıştır. Emrah’la birlikte kurdukları şirketleri Aganta Yelken aracılığıyla amacı, deniz ve yelken tutkunları ve meraklılarını denizde geçen birçok etkinlik ve yelken keyfi ile buluşturmak.
EMRAH ARSLAN KİMDİR?
1981 yılında Ankara’da doğup ömrünün büyük kısmını bu şehirde geçirmiştir. Ankara’da yaşamanın yarattığı deniz hasretini ara ara sahil kentlerine yaptığı gezilerle dindirmeye çalışsa da, aslında sadece bu hasret artıyordu. Aklında hiç olmayan yelkenli teknede kaptan olma fikrinin temeli ise Yasemin ile tanıştığında atıldı. Daha önce bir iki kez bindiği guletler ve Kaş’ta limanağzına takalarla yaptığı kısa yolculuklar dışında denizin üstünde pek zaman geçirmeyen Emrah, Yasemin’in anlattığı yelkenli hikayelerinde sadece bir dinleyiciydi. Yasemin’le birlikte yeni bir hayat hayali kurmaya başladıklarında ise, denizin hayatlarının büyük bir parçası olacağının farkında değildi. Ankara’da birlikte çalıştıkları işlerini bırakıp Ankara Kaptan’la denizciliğe giriş yapmak için Fethiye’ye doğru Yasemin’le yola çıktıklarında takvim 2018 Ekim’i gösteriyordu. Yoğun bir eğitimle geçen kış sezonu sonunda 2019 yazında yeni bir dünyaya yelken açabilir hale gelmişti. Unutulmaz anılar, deneyimler ve öğretilerle geçen bu yaz sonunda Yasemin’le birlikte kendi teknelerinde, kendi yolculuklarına başlama kararı aldı. Hikayenin geri kalanını birlikte yazacağı seyir dostları ve denizciler arıyor artık.